Ana Sayfa Eğitim Teknenin Ana Bölümleri

Teknenin Ana Bölümleri

9206

Teknenin Ana Bölümleri

En temel denizcilik bilgilerinin başında teknenin bölümleri ve açıklamaları gelir. Konvansiyonel kaynaklarda genellikle kitapların ilk sayfalarında yaklaşık 40 50 terimin bir yelkenli üzerinde açıklamaları ile bu bölüm geçiştirilir, sınavlarda da kelime ezberi olarak karşımıza çıkar. RotaDeniz’de bu konuyu farklı bir bakış açısıyla ve denizcilikte pratikte en çok kullanılan terimlerle anlatmaya çalışacağım. Yurtdışında yelken yapmak isteyen veya sertifika programlarına hazırlanmak isteyenler içinde İngilizce karşılıklarını da parantez içinde belirttim.

İlk olarak tekneye üstten bakarak temel yönleri ve kısımları özetlemeye çalışayım:

İskele ve sancak yönleri, en temel bilinmesi gereken yönüdür. Neden sağ veya sol kullanmadığımızın nedeni ise, tekne üzerinde herkes aynı anda aynı yöne bakmayabilirler herkesin sağı solu birbirinden farklı olabilir, bu nedenle sağ veya sol yönleri kullanılmaz. Bundan dolayı iskelenin tanımı sol, sancağın tanımı sağ değildir.

Kişi teknenin başına doğru (pruvaya) bakarken sol taraf iskele, sağ taraf da sancaktır. Benim tavsiyem sağ veya sol şekilde değil de gözünüzün önüne getirerek kavramaya çalışmanızdır. Aksi taktirde sürekli iskele sol muydu sancak sağ mıydı diye karıştırabilirsiniz.

Ben daha sağımı solumu karıştırıyorum nasıl kaptan olacağım diyenlere bir Temel Fıkrası:

Temel, çok başarılı bir kaptanmış, başarısı tüm denizciler tarafından bilinir ve taktir edilirmiş. Temel’in bir huyu varmış; her sabah kamarasındaki bir sandığın kilidini dikkatle açar, içinden aldığı kağıdı dikkatle okur ve hemen sandığı kilitlermiş. Temel, kim sorarsa sorsun; sandıkta ne olduğunu hiç kimseye söylemezmiş. Gel zaman, git zaman bir gün Temel ölmüş. Tek mal varlığı sandığı olduğundan bütün akrabaları içinde çok büyük bir hazine olduğunu, ya da Temel’in her sabah okuduğu kağıdın bir define haritası olduğunu düşünerek, merakla sandığı açmışlar. Sandıkta yalnızca Temel’in her sabah dikkatle okuduğu kağıt varmış ve kağıtta, “SAĞ SANCAK, SOL İSKELE” yazıyormuş.

Diğer karıştırılan kelimler ise pruva ve baş. Baş teknenin önündeki uç kısmı ifade ederken pruva teknenin önünü ifade eder. Yani teknenin başında gemi var demeyiz, pruvada gemi var deriz, teknenin başında gemi olduğunda artık yapılacak bir şey kalmamıştır. Kıç ve pupa arasındaki fark da aynı şekildedir.

Kemere ise teknenin yan kısmındaki teknenin en geniş yeridir. Teknik olarak açıklamak gerekirsek, teknenin baş kıç doğrultusuna dik olan en geniş hatta denir. İngilizcede karşılığı “beam” dir ve yelken seyirlerinde apaz yapılan seyirlerin (rüzgarın teknenin yanından geldiği seyirler) İngilizcesi de “beam reach” dir.

Özellikle yelkencilikte çok önemli olan kavramlardan biriside rüzgar üstü ve rüzgar altı kavramlarıdır. Rüzgarın geldiği tekneye ilk değdiği yöne rüzgar üstü, diğer tarafına da rüzgar altı denir. Pratikte dümenciye rüzgar altına veya rüzgar üstüne kır dendiğinde ne tarafa dümeni kırması gerektiğini şaşırmaması gerekir. Ayrıca denizde çatışmayı engelleme kurallarına göre yol verme önceliğini belirlerken yelkenlinin rüzgar üstünde mi rüzgar altında mı olduğu çok önemlidir.

Üstten bakarak temel yönleri açıkladıktan sonra bir yelkenliye yandan bakarak diğer temel kısımları açıklayayım:

Aşağıda gördüğünüz yelkenli günümüzde en yaygın kullanılan tek direkli yelkenlidir. Ana yelken ve flok yelkenden oluşur.

Ana yelkenin alt tarafındaki desteğinin adı bumbadır. Ana yelkenler günümüzde iki türlü açılıp kapanırlar, bumba üzerine açılıp kapanan yelkenlere klasik ana yelken denir. Diğer tür ana yelken ise sarmalı (furling) tipidir ve direğin içine dikey bir biçimde sarılırlar. Klasik ve sarmalı ana yelkenlerin kendilerine göre avantajları ve dezavantajları vardır, genellikle eski denizciler klasik ana yelkeni tercih eder, az kişi ile açılıp kapanması nedeniyle ise sarma yelkenler günümüzde bir çok kişinin tercih ettiği tipte yelkenlerdir.

Flok yelken ise genellikle baş ıstıralya üzerine sarma şeklinde açılıp kapanır. Bu yelkenin birçok değişik tipi vardır, hafif rüzgarda, yarışlarda veya fırtınada farklı tip floklar kullanılır. Flok yelkeni ana direğin arkasına doğru uzuyorsa bu yelkene cenova yelkeni denir. Günümüzde çoğu modern yelkenlide cenova yelken vardır. Cenova yelken, daha hızlı yol almamızı sağlar, bu ismi almasının nedeni ilk defa bir İtalyan yelkenci tarafından Italya’nın Genoa şehrindeki kış yelken yarışlarında kullanılmasıdır. Buradaki büyük başarısından dolayı bu tip floklara cenova denmiştir (İngilizcede “Genoa Jib” veya çoğu kez sadece “Genoa”).

Baş ıstıralya, kıç ıstıralya ve çarmıh telleri, çok kuvvetli çelikten imal edilmiş, direği sabitlemeye yarayan tellerdir. Kıç ıstıralya genellikle gerilip gevşetebilinen bir mekanizmaya sahiptir, bu sayede yelken ayarları yapılabilinmektedir. İleri seviye yelken ayarlarında bunun önemini kavrayacaksınız.

 

Tekne gövdesinin su üzerinde kalan kısmına borda, su altında kalan kısmına ise karina denir. Örneğin, teknenin gövdesinde bir sorun varsa karinada veya borda da mı olduğu önem taşır, bu nedenle bu kavramlar ayrılmıştır.

Dümen palası, teknenin en önemli işlevlerinden biri olan tekneyi yönlendirmeyi sağlar, bu mekanizmanın bozulması veya hasar görmesi teknenin manevra kabiliyetini yok eder. Bazı teknelerde çift pala vardır, tek pala veya çift pala olmasının yine kendine göre artı ve eksileri vardır. Yana yatmalarda bazen çift pala daha avantajlı olurken, kıyı seyrinde motorla seyir yaparken tek pala daha iyi tepki verir.

Dümen, 10m ve üzeri teknelerde genellikle tek ve direksiyon şeklindedir, 12m üzerinde ise genellikle çift dümen kullanılır. 10m boyundan küçük teknelerde ise dümen yerine palayı kontrol eden yeke (İngilizce karşılığı tiller) vardır, yer kaplamaması ve el ile kontrolü kısmen kolay olduğu için yeke tipinde dümenler küçük teknelerde yaygındır.